tanrı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tanrı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5/14/2020

Kutsal Ekmek

Anadolu’nun iliklerine kadar işleyen, insanları çarpma yetkisi olan, diğer tüm yiyeceklerden üstün görülen bir şirk aracısı ekmek!

Aslında insanlığın nelere taptığını gördükçe ekmek kültü çok garip gelmiyor. Tarımın başladığı bu topraklarda en temel tahıl ürününden(buğday) elde edilen ürünün bu coğrafyanın iliklerine işlemesi çok olağandır fakat ekmeğe verilen kutsallık ve tanrıcılık rolü çoğu insanın gözünden kaçmakta veya doğal karşılamakta. Bu yazıma ekmeğe duyulan saygıdaki masumiyetin altını aralamaya çalışacağım.

1. Sümerler’de Ekmek


Ekmeğin kutsallığı Sabiiler’den geliyor Sümerler’e. Tammuz’un(Ekinlerin ve hasadın koruyucusu olarak görülen Mezopotamya bereket tanrısı.) bir başka versiyonuna tapan Sabiiler’e göre ekmek kutsal. Buğdayın toplanması ve öğütülmesi zamanında Sabiiler ağlardı(Sümerler’de ağlıyor.). Çünkü bu tarihler, Tammuz’un öldüğü günlere denk gelirdi.

Sümerler’e göre, ekmek Tammuz’un etiydi(Bu özelliğiyle Hristiyanlık’ta da karşımıza çıkacak.). Bu nedenle, bugün Anadolu’da hala ekmek yere düştüğü zaman öpülür ve başa konur, ekmek kırıntısına basmanın büyük günah olduğuna inanılır. Kim bir tanrıya basmak ister ki!

Her ne kadar Sümer, Mısır gibi mitolojilerin sonradan dizayn edildiğini düşünsem de bu kültün yerleştirilmesinin bir manası olduğuna inanıyorum.


2. Yahudiler ve Ekmek

Ekmeğin yendiği bir yemek düzenli bir öğün olarak kabul edilir ve böyle bir yemekten evvel eller yıkanmalıdır. Ekmek içermeyen yemeklerde bu şart değildir. Çünkü Bet- Amikdaş’ın yıkılmasından sonra bu kez en temel gıda olan ekmeğin yenmesinden evvel devam ettirilmiştir. Tora’da ekmeğin yapıldığı tahıl olan buğday, diğer bütün gıdalardan evvel zikredilir. Onun için ekmek içeren bir yemekten evvel söylenen “amotsi” duası bütün yemeği içerir.

Yahudi Ekmeği Challah: Şabat ve başlıca Yahudi bayramlarında yapılan özel bir ekmek.





3. Hristiyanlık (Efkaristiya)



İsa’nın son akşam yemeğinde yaptığına inanılan ritüelin ayinleşmiş halidir. Yeni Ahit’ten bir örnek vermek gerekirse.

İsa Mesih çarmıh yolculuğu başlamadan son akşam yemeğinde öğrencilerine şöyle der:

Sonra eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve onlara verdi. “Bu sizin uğrunuza feda edilen bedenimdir. Beni anmak için böyle yapın” dedi. Aynı şekilde, yemekten sonra kâseyi alıp şöyle dedi: “Bu kâse, sizin uğrunuza akıtılan kanımla gerçekleşen yeni antlaşmadır. (Luka 22: 19–20)

Bunun bir gelenek olmasını istediğini iddia ettikleri kısım:

Size ilettiğimi ben Rab’den öğrendim. Ele verildiği gece Rab İsa eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve şöyle dedi: “Bu sizin uğrunuza feda edilen bedenimdir. Beni anmak için böyle yapın.” Size ilettiğimi ben Rab’den öğrendim. Ele verildiği gece Rab İsa eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve şöyle dedi: “Bu sizin uğrunuza feda edilen bedenimdir. Beni anmak için böyle yapın.” Aynı biçimde yemekten sonra kâseyi alıp şöyle dedi: “Bu kâse kanımla gerçekleşen yeni antlaşmadır. Her içtiğinizde beni anmak için böyle yapın.” Bu ekmeği her yediğinizde ve bu kâseden her içtiğinizde, Rab’bin gelişine dek Rab’bin ölümünü ilan etmiş olursunuz.(1. Korintliler 11: 23–26)



3 başlık altında ekmeğe verilen tanrı rolünü açıklamaya çalıştım, aslında bu kutsallığı Mısır mitolojisinde de Roma’da da görmek mümkün. Toprak Ana’yı da bu denkleme dahil edebiliriz. Maalesef gelenek olarak bize yapışan bize atalarımızdan gelmiş hissiyatı uyandıran şeyler bizi bambaşka dinlerin ve kültürlerin bir parçası yapıyor. Umarım bu yazıyı okuyan bir kişi bile olsa dahi Allah’ın bize sunduğu meyveleri yere koyarken, çocukken oyun için birbirine fırlatırken, tarla-bahçede ezerken, çürüdüğünde çöpe atarken; neden ekmekle aynı seviyede dahi oturamadığını, ekmeği attığını duyan insanların kınar bakışlarını ve meyvelerle oynadığı oyunları ekmekle oynasa neler olacağını kafasında sorgular.

11/06/2019

Mezhep Meselesi


 Mezhebin sözcük anlamı : Bir dinin, anlayış ve görüş ayrılıkları dolayısıyla ortaya çıkan, belirli kuralları, kendi içinde tutarlı inanç ve davranış bütünlüğü bulunan büyük kollarından her biri diye tanımlanıyor.

Peki din kuralları kendi düşüncenize göre tanımlayabileceğiniz rahatlıkta bir zemin mi? Mezheplerin kendine göre verdikleri kurallar değişiklik gösteriyorsa bu mezhepler aynı dindir denilebilir mi?


İnananların kitabındaki kurallara kendince ekleme-çıkarma yapan mezhepler nasıl bu din ile bağlantılı olabilir?


ÖRNEK: Abdestin kitaptaki farzları ve mezheplerdeki farklılıkları


Maide Suresi'nden bir bölüm :  ''Yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi ve başlarınıza meshedib, her iki topuğa kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüb olduysanız boy abdesti alın.''


Peki her şeyi bilen mezhepler ne düşünüyor bu konuda? Bakalım;          



         Dinde temel bilinmesi gereken kur'an okumak için gerekli şart olan abdestte bile farklılık gösteren -ki kitapta nasıl olması gerektiği açıkça yazarken bile- mezhepler nasıl sizi doğru yola götürebilir ki?
       
        Peki Allah'ın helal dediklerine haram, haram dediklerine helal ya da hüküm vermediklerine hüküm vermenin hükmü nedir? Doğru mudur? Kitapta şöyle yazıyor;

      
وَلاَ تَقُولُواْ لِمَا تَصِفُ أَلْسِنَتُكُمُ الْكَذِبَ هَذَا حَلاَلٌ وَهَذَا حَرَامٌ لِّتَفْتَرُواْ عَلَى اللّهِ الْكَذِبَ إِنَّ الَّذِينَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللّهِ الْكَذِبَ لاَ يُفْلِحُونَ
Ve la tekulu lima tesıfu elsinetukumul kezibe haza halalun ve haza haramun li tefteru alallahil kezib, innellezine yefterune alallahil kezibe la yuflihun.

Anlam: Kendi yalanlarınızı, Allah'a dayandırarak, dilinize geldiği gibi yalan yanlış, "Şu helaldir, şu haramdır." demeyin. Uydurduğu yalanı Allah'a dayandıranlar, kurtuluşa eremezler.

Helal ve haramı belirlemek sadece Allah'a mahsustur. Peki bu kendini bilmezler kim?


           İlahlık taslayanların, Allah'a şirk koşanların sonu felakettir. Unutmayın ki inançlı biriyseniz uymanız gereken kurallar ve sorumluluklarınızı sadece Allah'ın gönderdiklerinde arayın.

11/05/2019

''Mevlana''nın Anlamı


        Öncelikle mevla kelimesinin anlamını bilmek gerek bu yazının anlatmak istediklerini anlamak için o yüzden bakalım mevla ne demekmiş.

Sözlüklerde ilah(tanrı), efendi gibi anlamları geliyor. Fakat ne hikmetse mevlana kelimesinin anlamına bakmaya kalkıştığımızda anlam kaydırmasıyla karşılaşıyoruz. Veli, bilge vb. anlamlara çekilmeye çalışılıyor bu kelime, peki mevlana kim? Daha doğrusu kendine mevlana dedirttiren ama asla olamayacak olan kim?

Mevlana kelimesi geçen bir ayete bakalım, ayet bize neyi anlatıyor. TEVBE 51.

قُل لَّن يُصِيبَنَا إِلاَّ مَا كَتَبَ اللّهُ لَنَا هُوَ مَوْلاَنَا وَعَلَى اللّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ

Kul len yusibena illa ma keteballahu lena, huve mevlana, ve alallahi fel yetevekkelil mu'minun.


Anlam: De ki: "Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize erişmez. O, bizim mevlamızdır. Öyleyse, müminler, yalnız Allah'a tevekkül etsinler.

Kur'an' da Allah mevlanız(mevlana) benim derken bir insan bedenine ilahlık veren bu insanlar kim?

Eğer bunu okuyan ve teslim olanlardansanız hiç bir zata mevlana dememelisiniz. Mevla yalnızca Allah'tır. Allah'tan başkasına Mevla, Mevlana demek şirktir. Peki sarıklı cübbeli (şekilci) bu kadar insan neden bu yanlışa düşer? Anlamını bilmedikleri için mi yoksa başka şeyler mi var? Putlar sadece cansız nesneler mi?

Yazımı Bakara 286 ile sonlandırıyorum

 ''Sen, Mevla'mızsın. Gerçeği yalanlayan nankörler toplumuna karşı bize yardım et.''

Doğru gerçekleri görme yolunda Allah size yardım etsin.