12/06/2019

Dini Nikah-Resmi Nikah Goygoyu




         Günümüzde insanlar o kadar boş-beleş konulara kafa yoruyor ve bu konular üzerinde tartışıyor ki gerçekten önemli konular arada kaynıyor. Bunlardan en göze batanlardan biri belki de nikah meselesidir.

         Yok imam olmalıymış, ayet okunmazsa geçerli sayılmazmış, dini nikahı yap resmiyi de yaparsın gibi goygoylar baş gösteriyor toplumlumuz da. Peki doğrusu nedir?

         İlk olarak nikah meselesinde kitapta imam nikahı diye bir söylem söz konusu değil. Resmi nikahtan da bahsetmiyor elbette. Kur-an'a göre nikahta olması gerekenler açıktır. Evlenmek isteyen iki şahıs, iki de şahit. Şahitlerde de iki erkek ya da erkek yerine geçecek iki kadın yeterlidir. Yani kitaba göre evlenecek kişiler ve şahit yeterlidir. 

        Bu hafif ve önemsiz konuyu buraya yazmamın sebebine gelince, o da şudur: Günümüz toplumumuzda kitapta yazanların birçoğuna ters düşen ama kitapta olduğu sanılan bilgiler var ki bu  konu devede kulak gibi kalıyor. Belki de insanların dini hassasiyetlerinin(varsa tabi) daha çok dikkatini çekmesi gereken mezheplerdeki çarpıklıkları görmemek için yapılan bir goygoydur.

11/30/2019

Kur-an'da Medine Kelimesi ve İstediği kelimeyi Çevirmeyen Mealciler


    Kur-an'da الْمَدِينَةِ (şehir) kelimesi yaklaşık 13 farklı yerde geçiyor(aynı kökten oluşan başka kelimeler mevcut). Peki bunun ne gibi bir önemi var? Neden bu konu üzerinde duruyorum. Çünkü bu kelime öyle bir kelime ki sayın mealciler eğer ayet Hz. Muhammed ile alakalı ise kelimeyi çevirmeden direkt naklediyor ama Hz. Muhammed'ten önce bir kıssa ise hemen çeviri yapıp şehir diyor. Fakat kelimelerin yazımında bir farklılık yok sadece yerine göre bir çeviri mevcut.

    Bu bölümde ayetleri koymayacağım -çok fazla ayet olduğu için- sadece sure ve ayet numaralarını yazacağım.

    Kasas 20. de Hz. Musa'nın bir kıssasından bir bölüm var. Şehirden bir adam Musa'ya haber getiriyor ama şehre medine denmiyor.

    Yusuf 30. da şehirli kadınların dedikodusu anlatılıyor yine medine kelimesi şehir olarak çevrilmiş(doğru olarak)

   Hicr 67. da Hz. Lut'a gelen elçileri gören şehirli sevinerek Rasul'ün kapısına dayanıyor(Lut Rasul'ün kavmi sapık bir kavimdi) burada da medine yerine şehir tercih edilmiş.

   Kehf 12. de ise Allah'ın mağaraya sığınan gençleri yıllarca uyuttuğu kıssanın bir bölümü var. Bu bölümde uyandırılan gençlerden biri şehre gönderiliyor burada da mealciler şehir kelimesini çeviriyor.

   Kehf 82. de Hz. Musa ve ilim verilmiş kulun kıssasından bir bölüm mevcut. Yıkılmak üzereyken tamir ettikleri duvarın(duvarın altında bir servet vardır) o şehirden iki gence ait oldukları söyleniyor. Yine şehir kelimesi çevrilmiş.

   Yasin 20. de ise Rasuller gönderilmesine rağmen iman etmeyen bir topluluktan söz ediyor. Sonrasında şehrin uzak yerinden bir adam Rasullere uymaları için halkı uyarıyor. Tabi ki şehir kelimesi aslına uygun çevrilmiş burada da.

   Neml 48. de Hz.Salih'in şehrinde bozgunculuk yapan bir gruptan söz ediliyor. Yine uygun bir çeviri var.

   Araf 123. ayette Harun ve Musa Rasul'ün firavunla olan kıssası anlatılıyor ve firavun insanları şehirden çıkartmak için büyücülerle beraber bir tuzak kurduklarını söylüyor. Tabi ki şehir kelimesi çevrilmiş yoksa lokasyon sıkıntısı ortaya çıkacaktı.

Evet buraya kadar kelime doğru olarak şehir şeklinde çevrildi. Şimdi Muhammed Rasul'ün dönemiyle ilgili ayetlere bakalım.

Münafikun 8. de halk, şehre geri dönersek üstün olan güçsüzleri çıkarır diyor. Ama çoğu mealci şehir yerine medine yazmayı uygun görmüş.

Ahzab 60. şehirde yalan ve kötülük yayanların bu davranışlarına son vermeleri isteniyor. Yine çoğu mealci medine kelimesini uygun görüyor.

Tevbe 101. Hz. Muhammed'in şehrinde olup nifakta ileri gidenlerden bahsediyor. Elbette çoğunluk medineyi tercih ediyor.


Tevbe 120. de ise şehir halkının Allah'ın Rasul'ünden önce kendi canının kıymetine bakmamasını ve geri durmamasını istiyor. Elbette yine çoğunluk medine kelimesini hoş buluyor.

İşte gördük, nasıl tahrif olduğunu. Dileyen şehir derken dileyen sanki başka bir anlamı varmış gibi medine demeyi tercih ediyor. Peki doğrusu  ne ya da şehir yerine medine yazınca ne oluyor? Lokasyon değişince ne gibi avantajlar oluşuyor günümüz düzeni için? Lütfen düşünelim


11/27/2019

Emin Belde-Şehirlerin Anası Mekke mi?


              Kur'an'da geçen ayetlere göre Emin Belde olan içine güvenli, dokunulmaz(kutsal), her türlü rızkın toplanıp getirildiği bir şehir var. Günümüzde bu şehir Mekke olarak lanse ediliyor. Şimdi Mekke'nin geçmiş  olaylarına bakalım.

SEL BASKINLARI

            En göze çarpan olsa gerek. Tarih boyunca birçok kez sel baskınlarına uğramış bir şehir ve hala da olmakta. İbadet etmek için emin beldeye(!) gelen insanlar ölmekte ve bu sellerin birçok kez Kabe'ye zarar verdiği hatta yıktığı da bilinmekte. 


         Bir şehir düşünün ki Allah tarafından güvenli ilan ediliyor fakat yine Allah'ın seliyle zarar görüyor, depremle en önemli simgesi Kabe'ye zarar veriyor. Bunun mantığı nerede?

VİNÇ KAZASI

        Günümüze çok yakın bir zamanda 2015 gerçekleşmiş bir olay. Kabe'nin tavaf alanını büyütmeye çalışırken bir vinç tavaftaki insanların üzerine düşüyor. 100'den fazla ölü 200'den fazla yaralı zaiyatı ortaya çıkıyor.


        Yine Allah'ın emin beldesinde(!) birden şiddetli fırtına ve yağmur başlıyo ardından bir şimşek devasa bir vince düşüyor. Gerçekten çok güvenli bir belde.

HAC İZDİHAMI(2015)

2015 Hac izdihamı, 24 Eylül 2015'te Mekke şehrindeki Hac vazifesi nedeniyle Mina bölgesinde şeytan taşlama alanına giden caddede çıkan izdiham ve kargaşa sonucu, Suudi yetkililere göre 769 hacı adayının ölümü ve 900'den fazla kişinin yaralanması ile sonuçlanan facia.

TERÖR SALDIRISI(1979)


        Suudi rejime isyan eden Cuheyman el-Uteybi 18 yıl boyunca Suud Kraliyet ordusunda görev aldıktan sonra rejime tepkisi nedeniyle 1973'te istifa etti. Mekke'de yıllar içinde taraftar toplayarak 20 Ekim 1979'da Kabe'yi bastı.Yaklaşık 15 gün boyunca devam eden baskın, Fransa'dan gelen özel bir timin yardımıyla sona erdirildi. İki haftalık sürecin sonunda, 127 Suud askeri, 117 Yeni İhvan grubu üyesi ve olay sırasında çevrede bulunan 26 kişi hayatını kaybetti.

        Emin beldede çatışma hatta küçük çaplı bir savaş yaşanmıştı.

Gelelim ayetlere bakalım Kur'an'da emin belde nasıl bir yer ve yukarıdakilerle örtüşüyor mu?

Ankebut 67.

أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّا جَعَلْنَا حَرَمًا آمِنًا وَيُتَخَطَّفُ النَّاسُ مِنْ حَوْلِهِمْ أَفَبِالْبَاطِلِ يُؤْمِنُونَ وَبِنِعْمَةِ اللَّهِ يَكْفُرُونَ
E ve lem yerev enna cealna haramen aminen ve yutehattafun nasu min havlihim, e fe bil batılı yu'minune ve bi ni'metillahi yekfurun.

ANLAM: evresindeki insanlar can güvenliği içinde değilken, orayı güvenli harem ve emin bir yer kıldığımızı görmediler mi? Hala batıla mı inanıyorlar ve Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?

Ali İmran 97.

فِيهِ آيَاتٌ بَيِّنَاتٌ مَّقَامُ إِبْرَاهِيمَ وَمَن دَخَلَهُ كَانَ آمِنًا وَلِلّهِ عَلَى النَّاسِ حِجُّ الْبَيْتِ مَنِ اسْتَطَاعَ إِلَيْهِ سَبِيلاً وَمَن كَفَرَ فَإِنَّ الله غَنِيٌّ عَنِ الْعَالَمِينَ
Fihi ayatun beyyinatun makamu ibrahim, ve men dahalehu kane amina, ve lillahi alen nasi hiccul beyti menistetaa ileyhi sebila, ve men kefere fe innallahe ganiyyun anil alemin.

ANLAM:Orada apaçık ayetler vardır. İbrahim'in makamı oradadır. Kim oraya girerse güvende olur. Yoluna gücü yetenin, Beyt'i haccetmesi insanlar üzerinde Allah'ın bir hakkıdır. Her kim gerçeği yalanlayarak nankörlük ederse, bilsin ki Allah'ın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur.

Kasas 57.

وَقَالُوا إِن نَّتَّبِعِ الْهُدَى مَعَكَ نُتَخَطَّفْ مِنْ أَرْضِنَا أَوَلَمْ نُمَكِّن لَّهُمْ حَرَمًا آمِنًا يُجْبَى إِلَيْهِ ثَمَرَاتُ كُلِّ شَيْءٍ رِزْقًا مِن لَّدُنَّا وَلَكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ,
Ve kalu in nettebiıl huda meake nutehattaf min ardına, e ve lem numekkin lehum haremen aminen yucba ileyhi semeratu kulli şey'in rızkan min ledunna ve lakinne ekserehum la ya'lemun.

ANLAM:"Eğer seninle beraber doğru yoldan gidersek, yerimizden kovuluruz." dediler. Katımızdan bir rızık olarak her türlü ürünün kendilerine getirildiği, saygı duyulan kutlu yere güven içinde yerleştirmedik mi? Ne var ki onların çoğu bilmiyorlar.